Cumartesi, Ağustos 09, 2008

Bilmiyorum

Yıllar önce bir rüya görmüştüm. Tam olarak hatırlamıyorum. Galiba ikinci dünya savaşıydı rüyalarımı karartan. Trenden koşarak kaçıyordum. Her tarafta yağmur gibi yağan bombalar, toz, duman, kaçacak delik arıyordum. Bir ağacın tepesine tırmanıyorum. Sevdiklerimi tek tek kaybediyorum. Etrafımda koşuşan insanlar, kan revan içinde... En büyük korkularımdan biri:

Savaş!

Belki de yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı türü, kendi türüne bu kadar acı çektirmiyordur. Hangi kazanç tek bir insanın canından daha değerlidir? Akan kandan daha mı önemlidir petrol? Hangi zafer bu acının üzerinde ne kadar zaferdir? Nedir bu kadının acısının karşılığı kazanılan?

Bilmiyorum…

Çarşamba, Ağustos 06, 2008

Başka türlü bir şey...

Başka türlü bir şey
Benim istediğim.
Ne ağaca benzer, ne de buluta.
Burası gibi değil
Gideceğim memleket.
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava...

Nerde gördüklerm nerde o beklediğim
Rengi başka, tadı başka.

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığından uzun.
Bir başka yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince, dalın yüksekliğince rüzgarda.

Ve bir yeni ömür, vardığın çimen yeşilliğince...